SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

SALAT BAHSİ

<< 922 >>

DEVAM: 164-165. Namazda Namazla İlgisi Olmayan Bir Harekette Bulunmak

 

حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ حَنْبَلٍ وَمُسَدَّدٌ وَهَذَا لَفْظُهُ قَالَ حَدَّثَنَا بِشْرٌ يَعْنِي ابْنَ الْمُفَضَّلِ حَدَّثَنَا بُرْدٌ عَنْ الزُّهْرِيِّ عَنْ عُرْوَةَ بْنِ الزُّبَيْرِ عَنْ عَائِشَةَ قَالَتْ كَانَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ أَحْمَدُ يُصَلِّي وَالْبَابُ عَلَيْهِ مُغْلَقٌ فَجِئْتُ فَاسْتَفْتَحْتُ قَالَ أَحْمَدُ فَمَشَى فَفَتَحَ لِي ثُمَّ رَجَعَ إِلَى مُصَلَّاهُ وَذَكَرَ أَنَّ الْبَابَ كَانَ فِي الْقِبْلَةِ

 

(Müsedded'in rivayet ettiği lafızlar esas alınmak suretiyle:) Âişe (r.anhâ)'dan; demiştir ki: Resûlullah (s.a.v.) (odasında) idi. -Ahmed'in rivayetinde, "namaz kılıyordu"- Ve kapı da kapalı idi. Ben geldim (namazda olduğunu bilmeden) kapıyı açmasını istedim. Ahmed buraya "yürüdü" sözünü ilave etti. Bana kapıyı açtı. Sonra (geri geri giderek) namaz kıldığı yere döndü." (Hadisin râvilerinden Urve b. ez-Zübeyr) "kapı kıble cihetindeydi" demiştir.

 

 

Diğer tahric: Nesâî, sehv; Tirmizî, cuma; Ahmed b. Hanbel, I, 74, VI, 31.

 

AÇIKLAMA:    

 

1. Bu hadis-i şerifin Nesâî'deki metninde; "Resûl-i Ekrem (s.a.v.)'jn nafile namaz kıldığı, kapının kıble tarafında oldu­ğu ve Resûlullah (s.a.v.)'m sağma ve soluna doğru yürüyerek kapıyı açıp tek­rar yerine döndüğü" ifâde edilmektedir.

 

2. îmam Ahmed'in rivayetinde ise Hz. Âişe'nin ifâdesi şöyledir: "Ben kapının açılması için izin istedim. Resûl-i Ekrem namaz kılıyordu. Kıbleye doğru ya sağ ya da sol tarafından yürüdü."

 

3. Dârekutnî'nin rivayetinde iselbu hadis meâlen şöyledir: "Ben kapının açılmasını istedim. Resûhıllah namaz kılıyordu. O da sağ tarafından veya sol tarafından yürüyerek kapıya geldi."

 

Bu ifâdelerden anlaşılıyor ki, Resûlullah (s.a.v.) kıble cihetinde bulunan kapıyı tam karşısına alarak namaza durmamıştır. Kapıyı ya biraz sağına ve­ya biraz soluna alarak kapıyı kilitleyerek nafile namaz kılmaya durmuştur. Ayrıca bu üçüncü rivayetin lâfızları arasında takdim - te'hir olduğu gibi ba­zısında diğerlerine göre biraz daha kısa olarak rivayet edilmiştir. Bezlu'l-mechud sahibi bütün bu rivayetleri şu şekilde birleştirmiştir: "Ben kapının açılmasını istedim. Resûl-i Ekrem (s.a.v.)'de içerde nafile namaz kılıyordu. Kapı ise ya kıble cihetinde bulunuyordu yahut da sağında veya solunda bulunu­yordu. Yürüdü kapıyı açtı."[Bezlu'l-mechud, V, 200.] Yani bu yürüyüş esnasında yönünü kıble­den çevirmedi.

 

Bu hadis-i şerif nafile namaz kılarken herhangi bir ihtiyaçtan dolayı az veya çok yürümenin caiz olduğunu delâlet etmektedir.

 

Hanefî ulemâsından İbn Melek'e göre bu hadis-i şerif namazda amel-i kesîr ile meşgul olmanın namazı bozmayacağına delâlet etmektedir, denilmişse de, yine Hanefî ulemâsından Aliyyu'l-Kaarî bu görüşün Hanefî mez­hebinde mu'teber ve mutemed olmadığına dikkât çekmiştir.[Mübarek, fûrî, Tuhfetu'l-ahvezî, III, 218.]

 

Gerçekte Hanefî mezhebinde özürsüz yere birbiri ardınca hiç durma­dan en az üç adım atmak namazı bozar. Yine bunun gibi bir şahsın çarpma­sı üzerine namaz kılman yerden bilâ ihtiyar üç adım yürümek de namazı bozar.[Bilmen, Ö.Nasuhi, Büyük İslâm İlmihali, s. 233.]

 

Nitekim İbn Reslân da hadis-i şerifte ifâde edilen Resûl-i Ekrem'in yü­rümesinin arka arkaya olmadığına aralıklı olarak yürüdüğüne hükmet­mektedir.

 

Bu hadis-i şerifte çözülmesi gereken bir mesele daha vardır. Bilindiği gibi Hz. Âişe'nin odası mescidin batı kısmındadır. Buna göre bu odanın ka­pısının kıble tarafında olmaması gerekir. Bezlu'l-mechûd sahibi, bu mesele­yi iyice araştırdıktan sonra şu neticeye varmıştır: Hadis-i şerifte Resul-i Ekrem namaz kılarken kıblesi cihetinde bulunduğundan bahsedilen kapı Hz. Hafsa'nın hücresine açılan bir kapıdır.[Bezlu'l-mechûd, V, 201.] Binaenaleyh Hz. Nebi'in namaz esnasındaki bu yürüyüşünde kıbleden bir sapma olmamıştır.